24 Haziran 2016 - Cuma

Tarsus’a Üniversite Kurulmasının Öyküsü..

İktidar Partisinin Milletvekili Ahmet Tevfik Uzun, o dönemin Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, yine o dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Tarsus’un en önemli Meslek Odası Başkanları ve İşadamları Derneğini temsilen 11’nci Cumhurbaşkanı...

Yazar - Selahattin Özbozkurt
Okuma Süresi: 4 dk.
Selahattin Özbozkurt

Selahattin Özbozkurt

-
Google News

Bazı sevinçler vardır, içimizde biriken yılların sessiz haykırışını susturur.
Tarsus Üniversitesi’nin kurulması, işte tam da böyle bir sevinç…

Bugün gururla “üniversitemiz kuruluyor” diyoruz ama bu noktaya kolay gelinmedi.
Yarım asırlık bir mücadele, sayısız girişim, kırılan umutlar, yeniden yeşeren çabalarla örülmüş uzun bir yolun sonunda ulaştık bu ana.

Şöyle bir hafızamıza dönelim…
Tarsus’ta açılan İşletmecilik ve Yabancı Diller Yüksekokulu, 1970 yılların ikinci yarısında “binasızlık” bahanesiyle elimizden alındı, Adana’ya taşındı. O dönemde üniversite öğrencisi olarak bu taşınmayı protesto eden yürüyüşlerde, eylem komitelerinde yer alan biri olarak o acıyı içimde hâlâ taşırım. Tarsuslular ise o günlerde ne yazık ki ellerinden kayıp giden yüksekokulun değerini yeterince anlayamamıştı.

Yıllar geçti…
Kent olarak yükseköğretim konusunda beklenen adımları atamadık. Ancak 1990 yılında, dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Sarpkaya’nın öncülüğünde kurulan benimde içinde yer aldığım Okul Yaptırma Derneği aracılığıyla Şahin Mahallesi’nde bir okul yapıldı ve bu okul binası Üniversitenin temelini oluşturacağına inandığımız Meslek Yüksekokulu'na tahsis edildi ve 4 bölümden oluşan bir Yüksek okulun sahibi olduk. 

O gün duyduğumuz heyecan hâlâ dün gibi taze belleğimde…

Ve artık bir şeyler değişmeye başladı.
Tarsus’un artan nüfusu, ekonomik ve kültürel gücü, bu kente bir üniversitenin elzem olduğunu hepimize gösterdi. Mersin ve Adana arasında sıkışmış, 54 vilayeti nüfusuyla geride bırakmış bir kentin hâlâ ilçe olması ayrı bir handikaptı belki; ama bu sefer kararlıydık.

Sadece biz değil…
Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Kaymakam, Meslek Odaları, STK’lar ve Basın el ele verdi.
Bir gün 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde Tarsus heyeti olarak ağırlanıyorduk. O an, Tarsus adına tarih yazılıyordu. Aralarında bu satırların yazarı olarak TRT ve Anadolu Ajansı Muhabiri olarak heyette yer aldım ve Cumhurbaşkanı’nın umut veren sözleriyle salondan ayrılırken içimiz kıpır kıpırdı ve sevinç doluyduk...

Sonra akademik raporlar hazırlandı, toplantılar yapıldı, her kesimden destek toplandı.
Parti farkı gözetmeksizin herkes “Tarsus’a Üniversite” dedi.
Bu birlik ruhu belki de Tarsus’un son 50 yıldaki en büyük ortak paydasıydı.

Ve bugün…
Artık Tarsus Üniversitesi var.
Üniversite'nin hangi fakültelerle başlayacağı, rektörün kim olacağı… Bunlar elbette önemli.
Ama inanın, şu an bunlardan daha değerli olan bir şey var:
Tarsus Üniversitesi artık bu kente hayat verecek.

Gençler göç etmeyecek.
Caddeler akşamları sessizliğe gömülmeyecek.
Parklar, sokaklar, kafeler öğrenci sesleriyle dolacak.
Tarsus, hayalet kent olmaktan kurtulacak.

Bu başarı, sadece bugünün değil, geçmişte bu mücadeleyi yürüten herkesin ortak zaferidir.
Emeği geçen herkese bir Tarsuslu olarak minnettarım.
İyi ki inandık, iyi ki vazgeçmedik.

Tarsus Üniversitesi hepimize kutlu olsun.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
google.com, pub-4098627515605503, DIRECT, f08c47fec0942fa0